Ümit Özdağ 6 Partinin Mutabakat Metnini Ağır Şekilde Değerlendirdi

10:55 Mart 11, 2022

Zafer Partisi Genel BaÅŸkanı Prof. Dr. Ümit ÖZDAÄž, 6 Parti’nin ‘Mutabakat Metni’ni Ağır Åžekilde EleÅŸtirdi

Yaptıkları Utanmazca Terbiyesizliktir

Ülkemiz, bölgemiz ve hatta dünya içiçe geçmiÅŸ çok ağır bir, -çok ağır ifadesi yetersiz-, dramatik bir kriz sarmalı içinde bulunuyor. Türkiye 20 senelik AK Parti iktidarı neticesinde varlık ve birlik tehdidi ile karşı karşıya. Türkiye’yi varlık ve birlik krizi ile karşı karşıya bırakan 20 yıl botunca AK Parti’nin izlediÄŸi 4 krize neden olan politikalarıdır. YaÅŸadığımız 4 kriz devlet krizi, milli birlik krizi, ekonomik kriz ve sığınmacılar krizidir.

 

Ülkemiz, bu dört krizin içinde zor günlerden geçerken, dünya Rusya-Ukrayna Savaşı’nın 3. Savaşı’na evrilip evrilmeyeceÄŸinin gerginliÄŸini, ağır ötesi bir krizi yaÅŸamaktadır. Her ÅŸeyin kontrol dışına çıkma, yani nükleer silahların kullanılması sonrasındaki dünyaya ilk kez bu kadar yaklaÅŸmış durumdayız.

 

Dünya ve Türkiye bu ağır riskler ile karşı karşıya iken  bir yanda Saray rejimini oluÅŸturan Cumhur ittifakı, diÄŸer yanda ise CHP-DEVA-İYİ Parti- Gelecek-Saadet-DP’den oluÅŸan AK-Millet ittifakı mevcut krizleri sadece derinleÅŸtirmektedir. DEVA ve Gelecek partilerinin katılmasından sonra AK-Millet ittifakına dönen Millet İttifakı aslında yıllar süren AKP iktidarını ibra etme sürecine girmiÅŸtir. Çünkü, DavutoÄŸlu ve Babacan gibi AKP rejiminin 3. ve 4. adamlarının içinde olduÄŸu bir ittifak, AK Parti döneminde yapılan yolsuzlukların, politik komploların, milli birliÄŸimizi tahrip eden politikaların hesabını asla soramaz. CHP ve İYİ Parti, Türk halkına yalan söylemektedir. AK Parti’nin yolsuzluklarının hesabını sormayacaklardır.

 

AK-Millet ittifakı kamu-özel iÅŸbirliÄŸi adı altında yapılan ekonomik vurgunların hesabını nasıl soracak? KOİ Projelerin büyük bir bölümünün altında Babacan’ın imzası var!

AK-Millet ittifakı, 5 firmaya 20 yılda nasıl 203.7 milyar dolar ihale verildiÄŸinin hesabını soramaz, çünkü çoÄŸunun altında Babacan’ın imzası var. Esasen bir süre önce gazetelerde 5 firmanın temsilcilerinin AK-Millet ittifakı ile temas kurdukları ve görüÅŸmeler yaptıkları haberleri çıktı. KılıçdaroÄŸlu AK-Millet İttifakı Ergenekon ve Balyoz’un hesabını sormaz.

 

AK-Millet ittifakı FET֒ye devleti teslim etmenin hesabını soramaz.

AK-Millet ittifakı, PKK’ya GüneydoÄŸu Anadolu’nun birçok ilçenin teslim edilmesinin ve geri almak için 700 jandarma ve polisin ÅŸehit olmasının hesabını soramaz.

AK-Millet İttifakı, geri kabul anlaÅŸması imzalayarak bütün Suriyelileri Türkiye’ye Avrupa’dan geri kabul etmenin hesabını soramaz.

Özetle, AK-Millet İttifakı “biz gerçek AK partiyiz” diyen DEVA ve Gelecek Partisi ile artık Atatürk’ün olmadığı CHP ve Genel BaÅŸkan yardımcısının PKK ile açılım sürecini desteklerim diyen Melez Parti İYİ Parti’nin ittifakıdır.

 

AK- Millet İttifakı, 28 Åžubat 2022’de GüçlendirilmiÅŸ Parlamenter Rejim adlı bir manifesto yayınlamıştır. Öncelikle CumhurbaÅŸkanlığı sistemi ismi nasıl ucube bir kavram ise GüçlendirilmiÅŸ Parlamenter Rejim ismi de o kadar ucube bir isimdir. Siyaset bilimleri literatüründe böyle bir kavram yoktur. Ancak aslında önemli husus, 28 Åžubat 2022’de yayınlanan manifestonun içeriÄŸidir.

AK- Millet İttifakı’nın GüçlendirilmiÅŸ Parlamenter rejim manifestosu Saray Rejimi’ni deÄŸil, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almaktadır. AK- Millet İttifakının AK Parti sonrasındaki Türkiye’yi kuracakları çerçeveyi oluÅŸturma iddiasını taşıyan manifestoda “Türk Milleti” kavramı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir kez dahi anılmamıştır. Manifestoda “Türk Siyasi Tarihi”  bile denilmemiÅŸ “Türkiye Siyasi Tarihi” gibi sadece dil bilgisi açısından deÄŸil, milli kimlik açısından da sakat bir ifadeye sığınılmıştır.

 

AK- Millet İttifakının bildirisinde Cumhuriyet’in kuruluÅŸ esaslarına en ufak bir baÄŸlılık vurgulanmamaktadır.

Aksine Cumhuriyetimizin kurucu anayasası olan 1924 Anayasası “dar kalıp” olarak nitelendirilmiÅŸtir. 1924’de Türkiye’yi dar kalıba girmekle suçlayanlar, aynı dönemde Rusya’da Stalin’in Almanya’da Hitler’in İtalya’da Musollini’nin hüküm sürdüÄŸünü, Büyük Britanya’nın geniÅŸ sömürge imparatorluÄŸunun varlığını sürdürdüÄŸünü, ABD’de zencilerin oy hakkı olmadığını unutmaktadır. 1924 Anayasası’nın PadiÅŸahların kulu olan insanları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaptığını bilinçli ÅŸekilde görmezden gelmektedirler.

 

AK- Millet İttifakının manifestosunda Anayasa’nın ilk dört maddesinin muhafaza edileceÄŸine dair tek bir ibare yoktur.

Yaptıkları Utanmazca Terbiyesizliktir

Cumhuriyetin kurucu anayasasına “dar kalıp” diye saldıran DavutoÄŸlu ve Babacan’a sesleniyoruz; Siz 20 senelik AKP iktidarının 17 yılına ortak olarak, Babacan ve DavutoÄŸlu, Türk ordusuna karşı düzenlenen Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının ortağı olarak, hukuka tecavüz edilmesinin, AKP-FETÖ ortaklığı ile Türkiye’nin baskıcı tek parti rejimine sürüklenmesinin mimarlarısınız. Babacan ve DavutoÄŸlu, kirli bir referandum ile kurulan Saray Rejimi’nin payandası oldunuz. Åžimdi bu iki zat çıkıp, Atatürk’ün Anayasasını “dar kalıp” olarak nitelendiriyorlar. Bu kelimenin en hafif ifadesi ile utanmazca bir terbiyesizliktir.

 

Utanmacza terbiyesizlik bununla da kalmamaktadır. 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda yayınladığı kutlamada Atatürk’ten bahsetmeyecek kadar Atatürk düÅŸmanlığı içinde kemikleÅŸmiÅŸ olan Babacan’ın partisinin milletvekili ise manifestoda “Atatürk ve Türk Milleti” kavramları olmayışını “magazinel” olarak utanmazca nitelendirmiÅŸtir.

Öte yandan 2012’de yaptığı bir açıklamada “Türk MilliyetçiliÄŸi ile hesaplaÅŸacağız” diye DavutoÄŸlu, Enver PaÅŸa, Gökalp, Atatürk, İnönü ve Çakmak’ı, İngiliz ajan Lavrence ve terörist Öcalan ile aynı kategoriye koymuÅŸ ve suçlamıştır.

 

1924 Anayasası’na saldıran manifestoda öte yandan Cumhuriyet öncesi geçiÅŸ döneminin anayasası olan 1921 Anayasası’na atıfta bulunmakta, referans alınmaktadır. Bu ÅŸaşırtıcı deÄŸildir. Cumhuriyet’in kuruluÅŸ esaslarını reddeden her siyaset, cumhuriyet öncesi dönemin geçiÅŸ anayasasına atıfta bulunur. Bu atıf İstiklal Harbi’nin asil deÄŸerine sahip çıkmak için deÄŸil, İstiklal Harbi sonrasında 1924 Anayasası ile kurulan devleti yıkmak için yapılan atıftır.

 

Bundan dolayı Türkiye Cumhuriyeti devletini parçalamayı hedefleyen PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan 1921 Anayasası’na atıfta bulunur.

Bundan dolayı, Türkiye’yi milli –üniter- bir devletten Müslüman KardeÅŸler ümmet devletine dönüÅŸtürmek isteyen ErdoÄŸan’da 1921 Anayasası’na güçlü atıfta bulunur. Abdullah Gül’de 1921 anayasasına atıfta bulunur.

 

Åžimdi AK- Millet İttifakı aynı ÅŸeyi yapmaktadır. Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisini anlamak daha kolay. Bu 3 parti Atatürk’ü kuruluÅŸ felsefesini, anayasanın deÄŸiÅŸtirilemeyecek ilk 3 maddesini zaten açıkça inkar ediyorlar.

 

Peki, Atatürk’ün kurduÄŸu ve 1924 Anayasası’nın mimarı olan CHP neden Cumhuriyet’in kuruluÅŸ ilkelerine sahip çıkmıyor? Neden ErdoÄŸan’ın Cumhuriyet ve Cumhuriyet’in kazanımlarını yok saymak için sürekli gündeme getirdiÄŸi 1921 Anayasası’na atıfta bulunuyor? Neden Türk vatandaÅŸlığı deÄŸil, Türkiye yurttaÅŸlığı diyen federasyoncu Prof. Dr. İbrahim KaboÄŸlu’na anayasa yazdırıyor?

 

Neden Mustafa Kemal’in askeri deÄŸilim” diyip “terörist ele başısını komutan” diye selamlayan, kendisini ÅŸehit askerlere deÄŸil, ölü PKK’lılara yakın hisseden Mehmet Ali Çelebi ile düÅŸman, Selahattin DemirtaÅŸ ile dost olan, Zaman Gazetesi’ne Ergenekon operasyonunu hararetle desteklediÄŸini söyleyen Canan KaftancıoÄŸlu’nu İstanbul il baÅŸkanı olarak tutuyor?

Neden Atatürk’e “kefere Kemal”  diyen Mehmet BekaroÄŸlu gibi, Atatürk düÅŸmanı milli devlet düÅŸmanı bir siyasetçiyi CHP’de ısrarla tutuyor?

Neden Cihangir İslam gibi bütün yaÅŸamı Cumhuriyet ve Atatürk’e karşı savaÅŸ ile geçmiÅŸ bir kiÅŸiyi CHP’ye kabul ediyor?

Bu nedenleri alt alta koyunca ortaya çıkan tek cevap, CHP’de artık Mustafa Kemal Atatürk olmadığıdır.

Bir baÅŸka soru da MHP’de “Türk MilliyetçiliÄŸi iktidara taşınamıyor, Türk Milliyetçilerini iktidara taşımalıyız “diye yola çıkan AkÅŸener’in gelmiÅŸ olduÄŸu noktadır.

ErdoÄŸan’ı “Bütün Milliyetçilikleri ayağımın altına alacağım” dediÄŸi için eleÅŸtiren AkÅŸener, bu mütabakat metni ile “Türk milliyetçiliÄŸi ile hesaplaÅŸacağız diyen DavutoÄŸlu ile kol kola girmiÅŸtir.

 

Ancak mutabakat belgesindeki vahim durum sadece bunlarla da sınırlı deÄŸildir. Gazeteci Erdem Atay, bu manifestonun uluslar arası iliÅŸkiler boyutu ile ilgili bir tespit yapmıştır.  21 Åžubat 2021’de bir İngiliz düÅŸünce kuruluÅŸu olan Demokratik GeliÅŸim Enstitüsü (DPI)  (Democratic Progress İnstitute) tarafından “Türkiye’de Çalışma Çözümü ve Anayasa Yapımı” baÅŸlıklı bir çalışma yapmıştır. Demokratik GeliÅŸim Enstitüsü’nün başında Kerim Yıldız isimli zat vardır. Kerim Yıldız İngiliz Lordlar Kamarası üyesi Lord Avebury’ün desteÄŸiyle kurulan “Kürt İnsan Hakları Projesi” adlı kuruÅŸuÅŸun eski baÅŸkanıdır.

 

DPI’nın uzmanlar kurulu üyeleri Ali BayramoÄŸlu, Oral Çalışkan, Cengiz Çandar, Vahap ÇoÅŸkun, Fazıl Hüsnü Erdem, AyÅŸegül DoÄŸan, Kezban Hatemi, Kadir İnanır, Ahmet İnsel, Bejan Matur, Avni Özgürel, Ufuk Uras, Sevtap Yalnız(!), gibi isimlerden oluÅŸmaktadır. DPI, İngiltere-Kuzey İrlanda arasında yapılan görüÅŸmelerin benzerini Türkiye-PKK arasında yapmayı hedeflemektedirler. İşte bu kuruluÅŸun düzenlediÄŸi çalıştaydan çıkan sonuçlar Nisan 2021’de 287 sayfalık “Türkiye’de Çatışma Çözümü ve Anayasa Yapımı” baÅŸlıklı raporda yayınlanmıştır. Bu raporun yazarları Akil İnsanlar heyeti üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, AİHM uzmanı Prof. Dr. Sevtap YokuÅŸ, Kürdistan 24 yazarı ve Akil İnsanlar Heyeti üyesi Dr. Vahap CoÅŸkun ve Dr. Zeynep Ardıç’tır. Bu rapor ile 6 Partinin yayınladığı mutabakat belgesi arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır.

 

Rapor, Türk Milleti kavramının kaldırılmasını istiyor. Mutabakat metninde Türk Milleti yok. Rapor 15 kez 1921 Anayasası’na vurgu yapmış. Mutabakat metni de 1921 Anayasası’na atıfta bulunuyor.

Adeta 6 parti DPI’nın raporundan kopya çekilmiÅŸtir. Rapor “etnik, dilsel,  dinsel ve kültürel açıdan çok çeÅŸitli” olduÄŸunu ileri sürdüÄŸü Türkiye’ye kapsayıcı anayasa öneriyor. Mutabakat metni de “kapsayıcı” anayasa diyor. Rapor kayyum atamasına karşı çıkıyor. Mutabakat metninde de kayyuma karşı çıkılıyor. Raporda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasını istiyor. Mutabakat metni de aynı talepte bulunuyor. Rapor ve mutabakat metni merkezi yerel yönetimler iliÅŸkisinde yeni denge kurulmasını istiyor.

 

Mutabakat metninde yer alan “Herkesin kendi kimliÄŸiyle, eÅŸit kamusal, siyasal yaÅŸama katıldığı…” ifadesi DPI’ın raporunda yer alıyor.

Manifestonun İYİ Partili Prof. Dr. Bahadır Erdem tarafından okunan bölümünde ÅŸöyle denilmektedir: “Bu nedenle bizler, herkesin inancına, kanaatine ve yaÅŸam tarzına saygı duyulduÄŸu, kiÅŸilerin din, inanç ve yaÅŸam tarzı fark etmeksizin özgürce yaÅŸadığı, herkesin kendi kimliÄŸiyle ve kendisi olarak eÅŸit ÅŸekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaÅŸama katıldığı bir sistemi hep birlikte inÅŸa edeceÄŸiz.”

 

1923’den bu yana siyasal ve kavramsal hayata baÅŸkasının kimliÄŸi ile mi katılıyoruz? Devletlerde yurttaÅŸlar kamusal ve siyasal sisteme vatandaÅŸlık kimliÄŸi ile katılırlar. EÄŸer herkes kendi kimliÄŸi ile derseniz, etnik ve mezhepsel kimliklere siyasal nitelik vermekten bahsediyorsunuz demektir. Aynı günlerde İYİ parti’nin bir genel baÅŸkan yardımcısının PKK ile müzakereleri destekleyen bir açıklama yapması tesadüf deÄŸildir. İstanbul’da bir ilçe baÅŸkanının HDP’yi öven açıklama yapması tesadüf deÄŸildir.

 

Özetle, Artık AK- Millet İttifakının manifestosu “ErdoÄŸan’sız AK Particiliktir.” Bu manifestoda parlamenter demokrasi manifestosu deÄŸil, milli devlete savaÅŸ açma manifestosudur. AK- Millet İttifakı, DavutoÄŸlu ve Babacan’ın fikri hegomonyasına girmiÅŸtir.

Zafer Partisi olarak, Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçisi bir duruÅŸ ile bütün Türk Milleti’ne, bütün vatanseverlere, özetle Ne Mutlu Türk’üm diyenlere sesleniyoruz. Atatürk’ün “Türk ÖÄŸün, Çalış, Güven” cümlesini unutmayın. ErdoÄŸan’ı aÅŸmak için DavutoÄŸlu’na, Babacan’a, PKK/HDP’ye muhtaç deÄŸilsiniz.

ErdoÄŸan’ı aÅŸmak için sizi Babacan’a, DavutoÄŸlu’na HDP’ye götüren KılıçtaroÄŸlu ve AkÅŸener gibi maÄŸlubiyet sarhoÅŸlarına da ihtiyacınız yok!

Kendinize güvenin. Zafere inanın. Bir çığ gibi yürüyelim, gözler ileride ihanet ve yenilgi geride kalsın. Zafer daÄŸları yükselirken her yerde Türkiye’nin düÅŸmanları, ayağınızın altında ufalansın.

Evet, Zafer Türk Milleti’nin olacak.

Zafer Atatürk’ün kurduÄŸu Türkiye Cumhuriyeti’nin olacak.

 

Bunu paylaş